Hun Devleti’nin ne
zaman kurulduğu hakkında elimizde kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte bu
devletin siyasi varlığı M.Ö. 4 yy’dan itibaren takip etmek mümkün olmaktadır.
Çinlilerin kuzeyden gelen Hun akınlarını önlemek için M.Ö. 3. Asırda meşhur Çin
seddini yaptırdıkları bilinmektedir. Hunlar’ın tarihide bu asrın sonlarında
devletin başına geçen Mo-tun’un ( Mete ) önemli bir yeri vardır. M.Ö. 209-174
yılları arasında hükümran olan Mete devletinin hudutlarını doğuda Kore, batıda
Aral Gölü, kuzeyde Baykal Gölü, Ob, İrtiş ve İşim nehirleri, güneyde de Çin’de
Wei ırmağı, Tibet yaylası ve Karakurum dağlarına kadar genişleterek Türk
soyundan gelen bütün toplulukları bir bayrak altında toplamış ve daha sonraki
Türk devletleri için siyasi, idari,
askeri, bakımdan örnek teşkil eden bir devlet kurmuştur.
Mete’den
sonra Hun Devleti yavaş yavaş gücünü kaybetmeye başladı. Bunda Mete’nin haleflerinin onun
kadar başarılı olamayışlarını rolü olduğu kadar Çin’in yavaş yavaş feodal idarecilerden kurtulup merkezi
bir devlet haline gelmesinin ve ordularını Hun orduları düzeninde
teşkilatlandırıp eğitmesinin de payı vardır. Neticede M.Ö. 2. Asrın sonlarına
doğru (127-115) Çinlilerin Hunlara karşı kazandıkları başarılar Hun Devleti’nin
ağırlık merkezinin Gobi’den kuzeye Orhun nehri bölgesine kaymasına yol açtı.
(…)
Kaynakça
-M.Akif Aydın, Türk Hukuk Tarihi, Beta Basım, İstanbul, 2014.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder