Efendimiz (SAV) Müslümanlara savaş için hazırlanmalarını söyledi. Fakat ne tarafa gideceklerini haber vermedi. Bütün hazırlıkları tamamlanınca Mekke'ye gideceklerini açıkladı. Sür'atle yola koyulmalarını emretti.
Kureyş'in haber alıp kendileriyle savaş için hazırlanmalarını istemiyordu. Çünkü Mekke'ye kan dökmeden girmek istiyordu. Allah'a (CC) şöyle dua etti:
-"Ey Allah'ım Kureyşlilerin gözlerini ve kulaklarını kapat. Birden onların şehirlerine girelim."
Rasulullah (SAV) ve ordusu yola koyuldu. Mekke yakınlarında bir yerde konakladılar. Müslümanlar tam 10.000 kişiydiler. Hz.Abbas (ra) gelerek orduya katıldı, Müslüman olduğunu açıkladı. Gece olunca Müslümanlar çadırlarının önüne ateşler yaktılar. Allah'ı zikrediyor ve O'na (CC) dua ediyorlardı. Müslümanlar gündüz savaşçı, gece ise Allah'a (CC) ibadet eden kulları oluyordu.
Hz.Abbas (ra), Rasulullah'ın (SAV) katırına binerek ordudan ayrıldı... Rasulullah'ın (SAV) ordusuyla geldiğini ve ona karşı koyacak güçlerinin olmadığını haber vermek için, Mekke'ye haberci olarak gönderebileceği bir çoban veya haberci arıyordu. Ebu Süfyan da bazı adamlarıyla çıkmış çevreyi inceliyordu. Ateşleri görünce Müslümanların tarafına gelip onları seyretmeye başladılar.
Ebu Süfyan şöyle dedi :
-"Hiçbir gece böyle bir ateş görmedim. Bu büyük bir ordudur."
Adamlarından biri şöyle dedi:
-"Her halde bunlar Huzaalılardır."
Ebu Süfyan:
-"Huzaalıların ne bu kadar ateşi ve ne de bu kadar askeri vardır." dedi.
Hz.Abbas(ra) gece karanlığında Ebu Süfyan'ın sesini duymuş ve onu tanımıştı. Şöyle dedi:
-"Yazıklar olsun ey Ebu Süfyan. Bu Allah'ın Rasulüdür (SAV). Onun askerleridir. Kureyş'e baskın yapmaya gelmişler. Ebu Süfyan şöyle dedi:
-"Ne yapayım ey Abbas ? "
-"Anam babam sana feda olsun. Vallahi seni yakalarlarsa boynunu vururlar. Şu katıra bin, seni Rasulullah'a götüreyim. Senin için izin alayım."
Ebu Süfyan, Hz.Abbas'ın katırına bindi. Beraberce Rasulullah'ın (SAV) yanına gittiler. Efendimiz (SAV), Müslümanların yaktıkları bir ateşin çevresinde oturuyordu. Onların sesini duyunca sordular.
-"Kim o ?"
Rasulullah'ın (SAV) katırı üzerindeki Hz.Abbas'ı görmüşlerdi.
Hz.Abbas (ra) bağırdı:
-"Rasulullah'ın amcasıyım." Onlar gelirlerken Hz.Ömer, Ebu Süfyan'ı görmüş ve tanımıştı. Bağırmaya başladı.
-"Allah'ın (CC) düşmanı Ebu Süfyan, hiçbir antlaşma ve söz olmaksızın seni aramıza düşüren Allah'a hamdolsun."
Hz.Abbas katırını süratlendird, Bir an önce Rasulullah'ın yanına varmak istiyordu. Yanına vardıklarında Hz.Ömer de peşlerinden yetişmişti.
Hz.Ömer şöyle dedi:
-"Ey Allah'ın (CC) Rasulü (SAV) işte Ebu Süfyan. Bize antlaşmasız olarak gelmiştir. Müsaade et onun boynunu vurayım."
Hz.Abbas söze karıştı:
-"Ey Allah'ın(CC) Rasulü(SAV) onu himayeme aldım."
Rasulullah (SAV) onların arasını ayırdı. Amcasına şöyle dedi:
-"Ey Abbas, sen onu yanında götür, sabah olunca getirirsin."
(...)